Özel derslerde Online eğitim devrimi
- İngilizce öğrenimi
- 10 Kasım 2025
- Yorum yaz
- 2 kez görüntülendi
Online İngilizce özel ders veren öğretmen ve online İngilizce eğitim almak isteyen öğrenci sayısındaki artış, özellikle COVID dönemi olan 2020’de başlayıp 2024 itibarıyla tavan yapmıştır. Online toplu sınıf ve birebir özel eğitimlere talebin artması elbette önce zorunlu sokağa çıkma yasağı ve ardından bu derslerin daha hijyenik, güvenli ve erişimi kolay olmasından ötürü tercih sebebi oldu.
Çok sayıda öğrencinin olduğu sınıf ortamında COVID bulaşma riskini azaltmak için çevrimiçi ortama taşınan dersler, ilköğretimde, lisede ve üniversitede başlayan resmî eğitimlerle bilinir oldu. Yani önce devletin resmî makamlarının önlem amaçlı bu yaklaşımının, çevrimiçi ders algısının çekirdek ailelerde yer etmesindeki payı çok büyük. Elbette bu geçişin, üst orta ve az gelirli aileler de dâhil olmak üzere eğitim sistemini olumlu veya olumsuz etkilemesi ayrı bir tartışma konusu. Çünkü eğitim, ilk, orta ve lise çağı öğrencileri için farklı yaklaşımlar demektir. Hangi yaş grubuna daha olumlu veya daha olumsuz etkileri olduğu da ayrı bir tartışma. Dolayısıyla bu sonuçtan çevrimiçi eğitimlerin etkilerinin yaş gruplarına göre değişiklik gösterdiği çıkarımını da yapabiliriz.
Başlangıçta online eğitimden memnuniyet oranının düşük olması, derse katılan kişi sayısı ve söz konusu eğitim uygulamasının sunduğu online eğitim ortamından kaynaklıydı. Elbette internet kalitesi de önemli faktörlerden biriydi.
Online eğitimler zorunluluktan ötürü öncelikle devlet okullarında, hemen ardından özel okullarda, EBA ve benzeri platformlar aracılığıyla yapılan canlı derslerdi. Ancak çoğu öğrenci için bu deneyim, kötü veya az verimli bir ders ortamı olarak sonuçlandı. Korona ev hapsi döneminde hepimiz bunu gördük. Özellikle ilköğretim öğrencilerinin çoğu, başlangıçta değil ama ilerleyen zamanlarda bunu bir türlü sevemedi.
Bilgisayar başında vakit geçirmek isteyen birçok öğrenci derslerini astı veya birçok sebepten ötürü dikkatini toplayamadı. Çünkü bilgisayar zaten onların her şeyi unutup oyun dünyasına daldıkları bir araçtı. Bilgisayarları eğitim aracı olarak benimseyemediler. Çocuklara hak vermemek elde değil. Ancak konjonktür gereği zorunlu olan bu eğitim yöntemi hiç yoktan iyi bir seçenekti.
Resmi okul eğitimlerinin dışında, bilgisayar başında alınan toplu özel eğitimler de sınıf ortamındaki toplu eğitimler gibi sıkıcı olabilir, buna katılıyorum. Ancak bu olumsuz çıkarım tartışmaya açık olmakla birlikte öğrenci veya öğrenci grubunun yaş ortalaması ve beklentileriyle de alakalı. Kaldı ki bu faktörler, toplu yüz yüze sınıf eğitimleri için de geçerlidir. Yani kalabalık ortamda eğitimle, az nüfuslu ortamda eğitimi ayrı ayrı incelemek gerekir.
Zorunlu çevrimiçi eğitim ortamında öğrencinin etraftaki insanlarla etkileşimde bulunamaması gibi bir dezavantajı var. Yani öğrenciye cazip gelen birebir sosyalleşme ortamının çevrimiçinde bulunmaması, öğrencinin hâlihazırda dağılmaya hazır dikkatinin daha hızlı dağılmasına sebep olabiliyor. Çünkü yüz yüze toplu eğitimlerde öğrencinin derse veya öğretmene ilgisi eksildiğinde, bunu çoğunlukla yanındaki diğer öğrenciyle didişerek veya bir şekilde iletişime geçerek telafi eder.
Yanındaki öğrenci o sırada öğretmeni çok iyi dinliyor ve iletişim kurmak isteyen öğrencinin iletişimini blokluyorsa bu durum öğrenciyi ya bir diğer taraftaki öğrenciye yöneltecek ya da kendisine bir çeki düzen vermek zorunda bırakacak. Yani öğrenci bir şekilde tekrardan öğretmene odaklanmak durumunda kalabilir. Burada anlatmaya çalıştığım iyi bir senaryo örneği. E tabi sınıf ortamında 2 haşarı öğrenci de yan yana gelmiş olabilir bu da başka bir senaryo.
Online ortamda toplu eğitimde öğrenci konsantre olamıyorsa ve zorunlu bir katılım söz konusu ise bu defa bilgisayar başından ayılmadan aynı ekranda oyun vb harici uyaranlara ilgi gösterebilir. Keza öyle olduğunu gören ebeveyn de çok olmuştur.
Bu tür sorunlar çoğunlukla ilköğretim ve lise yaşlarındaki öğrencilerin katıldığı toplu online eğitimlerde görülmekte. Elbetteki daha belirtemeyeceğimiz çok fazla detay ihtimal dahilinde. Çünkü söz konusu yaşlardaki öğrencilerin çoğu fiziksel etkileşim, dokunma, seslenme, eğlenme gibi ihtiyaçlarını da sıklıkla sınıf ortamına taşırlar. Yani ilköğretim ve lise öğrencilerinin korona dönemindeki zorunlu katılımları genel olarak olumsuz sonuçlanmasının en temel sebebi yaş grubunun ihtiyaçlarıyla alakalı bambaşka bir tartışma konusudur.
Yani toparlayacak olursak devlet veya özel okulların online eğitime geçişi, beklenen eğitim kalitesine ulaşamadı. Çünkü aynı anda diğer öğrencilerle birlikte fiziken aynı sınıfta olmak, söz konusu yaş grubu için eğitimin ana unsurlarından biridir. Yani bireylerle sosyalleşmek ve bireysel olarak etkileşimde olmak, okulda olmanın en temel nedenlerinden biridir. Zaten bu online eğitime geçiş keyfi değil, zorunluydu ve sağlık güvenliği açısından kaçınılmazdı. Bu açıdan değerlendirdiğimizde online eğitim algısı hiç de fena değildi. Ama neyse ki geçmişte kalan ve resmi toplu eğitim açısından verimli olmayan bu algı, özel sektörde dişe dokunur yeni bir alan açtı.
Birebir Online Eğitimlerin Çağı Başladı
Gerek devlet okullarında gerekse de özel okullarda birçok öğrenci takviye için özel ders eğitmenlerinden destek almakta. Özel ders sektörü ise onlarca yıldır var olan bireysel bir eğitim olup daha sağlıklı bir öğretmen-öğrenci ilişkisi ve dolayısıyla daha iyi bir öğrenme demektir.
Yani korona döneminde oturan online ders algısı toplu ortamlarda yeterince verimli olamamışken, birebir eğitimlerde bunun böyle olmadığını gördük. Nasıl ki yüz yüze birebir özel dersler daha verimli geçiyorsa, aynı şekilde bu derslerin online ortamda işlenmesi de aynı etkiyi sağlamakta. Çünkü internet hızları eskisine göre çok ileride.
Doğruyu söylemek gerekirse, teknoloji ve internet altyapılarının da zamanla çok daha iyi olacağı gelecekte, tüm dersler gerçekten tam olarak online ortama taşınabilir. Örneğin, tüm öğrencilerin evinde bir gün bir kapsül sınıf, izole özel altyapısıyla tüm öğrencileri gerçekten aynı sınıftaymışçasına bir araya getirebilir. Kulağa bilim kurgu gibi gelse de gelecekte sosyalleşme denen algı da kökünden değişebilir. Günümüz “teenager” dediğimiz yaş grubunun iletişim şekli zaten 30-40 yıl öncesindekinden farklı değil mi? Özel sınıf kapsüller neden olmasın? 40 yıl önce bize öğretmen ve öğrencinin kamera karşısında ders yapması da çok uzak bir gelecek gibi geliyordu.
Henüz yorum yapılmamış.