İfade sanatı, basitçe; Sözlerle çok iyi iletişim kurabilme beceresidir. Dolayısıyla ana dilinizde veya yabancı dilde de, kendinizi ifade etme şeklinizin sınırlarını anadiliniz belirler. Neyse ki yabancı dil eğitimi ana dilinize de etkileri olan eş zamanlı bir eğitim türüdür. Ana ve yabancı dil düzeyinizi iyi bir eğitimle ilerletmek olasıdır. Kendi dilimizdeki ve yabancı dildeki ileri seviyeler birbirinden daha zor veya kolay olabilir. Çünkü farklı dillerin kelime sayısı, istisnaları, kuralları, hangi dil gurubundan oldukları veya hangi dilden etkilendikleri de söz konusudur. Öte yandan ileri dil düzeyi denen olgu tartışmaya ve öğrenmeye açık olup süreklilik de arz eden bir olgudur.
Her şeyin sözlerle ifade edildiği günümüzde konuşmanın ve iletişimin etkisi göz ardı edilemez. Lakin ağzı olanın konuştuğu konuşmaktan bahsetmiyorum! İfade sanatı, konuşmaktan öte, iletişimin kontrolünü elinize aldığınız başlıca bir bütündür. Fark ettiğiniz üzere çoğu siyasetçinin ifade sanatını layıkıyla kullandığı aşikar. Hatta hiç duymadığınız kelimeleri de onlardan duyup öğrendiğinizi fark etmemiş olabilirsiniz. Bu yetkinlikler veya özellikler elbette her öne çıkan, siyasetçi, yönetici veya eğitimcide mevcut değil. Ama çoğunluğunda görebiliyoruz.
İyi bir konuşma kabiliyeti, iletişimde aşama kaydettiğiniz, ve iletişim yönetimi konusunda bir adım önde olduğunuz anlamına gelir. Elbette doğru şeyi doğru zamanda doğru kelimelerle ifade etmek her zaman esastır. Keza diğer bir yandan, ‘bazen anlaşmak için konuşmak bile yeterli olmaz!’ Dendiğini duymuşsunuzdur! Lakin işin o felsefesi de başka bir tartışma konusudur.
İfade sanatı ve dil düzeyinde ileri seviyeye gelenler
İfade sanatı kişinin önce sözel sonrada yazılı olarak kendini çok iyi ifade etmesini gerektirmez mi? Siz hiç kitap yazmamış bir profesör gördünüz mü? Profesör olmak, kişinin, söz konusu alanında çok iyi düzeye gelmesini ve bazen de özellikle bu alanda yazılı bir kitabının olmasını gerektirir. Bu kişiler kitaplarından önce yüzlerce makale yazarak pratik etmiş ve bir dilde kitap yazacak düzeye gelmiş çok bol eğitimli kişilerdir. Basit bir örnekle netleştirecek olursak. Örneğin İlber Ortaylı sizce nasıl bir tarihçi? Veya alanında uzman olan tek profesör o mu? Nasıl bu kadar öne çıkmış peki? Sadece bilgisiyle mi? İfade sanatında çok iyi olduğunu söyleyememek mümkün mü? Bu gibi dili iyi kullanan kişileri duyduğunuzda konuşmalarına kulak kesilmenizin sebebi de bu. E tabi İlber hocanın sınıfında ders dinlerken aklı başka bir yerde olan öğrenci olma lüksünüz de var 🙂
İyi konuşabilme yeteneğini, iyi bir eğitim alamamışsa da, yeterince kitap okumuş çoğu insanda görebiliriz. Keza ifade sanatında ve iletişimde iyi olmak sadece profesör olmayı gerektirmez. İfade sanatı ve iletişim herkesin edinebileceği ve keskinleştirebileceği bir yetenektir.
En iyi yatırım insana yapılan yatırımdır

Hayattaki en iyi yatırım insana yapılan yatırımdır. Ayrıca mal canın yongasıdır ve bu gerçek de yadsınamaz. Fakat günümüzde malın mülkün veya paranın, kişilerin, bilginin ve özünde, iletişimin bile daha da önünde tutulduğu ayrı bir gerçek! Ve gittikçe gözümüze gözümüze sokuluyor. Bu yazıyı okuyanlardansanız zaten ne demek istediğimi biliyorsunuzdur. Keza yakın çevremizde bunlar artık norm!
Bu yüzden hem kendinize hem de genel olarak insan eğitimine yatırım yapın. Kendinizi ve bakış açınızı geliştirmek için sürekli uğraşın. Tıpkı para kazanmak veya zengin olmak için uğraşır gibi! Ve hatta şunu da hatırlayın; Bilgi birikimi olan herkes zengin değildir. Zengin olan herkesin de bilgi birikimi olacaktır diye bir kaide yok! Çalışmak başka bir mesele!
Hayatta hepimiz ayakta kalmak, yaşayabilmek için çalışıyoruz. Sadece zengin olmaya motive olmuş bir şekilde çalışmıyoruz değil mi? Zengin olamayan veya olmak için uğraşmayan yazarlar çizerler ve nice sanatçılar vardır hayatta. Sanat demişken de, kim bilir yazdıklarının kitap olmadığı, muhteşem dizelerinin duyulmadığı kaç şair yazar gelip geçmiştir bu dünyadan. Bu yüzden denebilir ki; Kendine veya eğitime yaptığın yatırım insana yaptığın yatırımdır!
İfade sanatında iyi düzeyde olan insanlar toplumsal değer yargıları için önemli örneklerdir. iyi bir örnek olmak için çaba sarf edin. Bol okumak bol yazmak başka dilleri öğrenmek, başka kültürleri tanımak iletişim yeteneğimizi daha iyi kullanmak için, söz konusu alanda bizi eğitir ve dolayısıyla geliştirecektir de! İlle de profesör olmanıza gerek yok! Ancak olmak istemeniz de elbette taktir edilecektir.
YETENEKLERİNİZİ ŞANSA BIRAKMAYIN
Anadil ve yabancı dil düzeyinizi dil eğitmenleriyle çalışarak geliştirebilirsiniz
Diksiyon eğitmenleri size, okuyarak ve uygulayarak konuşma sorunlarını veya genel anlamda iletişim kaynaklı problemleri geliştirmek için inanılmaz faydalı eğitimler sunar. Örneğin bir diksiyon veya hitabet eğitimi şu konuları inceler.

Adana bölgesinde iseniz bu eğitimi alabileceğiniz yerin linki altta. (Tesadüfen bu linki bulunca bu yazıyı güncelledim) http://www.orkunegitim.com/adana_hitabet_diksiyon_ve_etkili_konusma_kursu
Elbette yaşadığınız bölgede bulabileceğiniz iletişim veya diksiyon eğitimi kursları muhakkak vardır.
Yabancı dil eğitiminde de, diksiyon ve konuşma eğitiminde de işin özü, iletişim ve ifade sanatını iyi kullanmaktır. Nerde, ne zaman, ne söylemek istiyorsun da söyleyemiyorsun meselesi! Bu elbette sadece kabataslak bir tanımlama. iletişim ve iyi bir konuşma kabiliyeti, yani ifade sanatı, mesleğimizin ne olduğundan bağımsız olarak, işimizde de daha verimli olabileceğimiz anlamına gelir. Çünkü bilmekten ötesi onu aktarabilmektir. Öğrenmek ve veya öğrendiklerinizi aktarabilmek için her iki dilde yetkin uzman eğitmenler size yardımcı olabilirler.
Dil eğitimini kimden almalısınız?
Anadiliniz Türkçeyse, ve yeni İngilizce öğreniyorsanız, yurt dışında büyüyen ve hem Türkçe hem de İngilizce çift anadilli olan kişiler iyi bir pratik şansıdır. Ancak bu kişilerin öğretmen değillerse, bir dil eğitimi vermesi çok mümkün değil. Rastgele biri, bir metodoloji olmadan veya herhangi bir eğitim modeline hakim olmadan bu bütünü sağlayamaz. Siz iletişimin kendinden çıkarım yapar pratik etme şansı elde etmiş olursunu orası ayrı mesele. Yâni demem o ki İngilizce bilen herkes size İngilizce öğretemeyebilir. Ve ağzı olan herkesle ana dilinizde veya yabancı dilde konuşmak, konuşma kabiliyetimizi, güçlü bir donanıma dönüştüremez. Buna istinaden yabancı dil eğitiminiz için de yabancı dil eğitiminde uzman eğitmenleri tercih edin! Türk eğitmenler (B2 düzeyine kadar olan öğrenciler için ) kesinlikle tavsiyedir. Neden mi? Detaylar alttaki yazıda
İfade sanatı ve dil düzeyi nasıl geliştirilir?
İfade sanatı ve konuşabilme yeteneğini geliştirmede etkili olan kitap okuma ve biraz daha zor olan yazı yazma alışkanlığı, son derece sağlıklı bir eğitim ve iletişimi geliştirme disiplinleridir. Türkçenizi geliştirmenin yolu Türkçe yazmaktan, okumaktan, ve gerekirse diksiyon eğitimi almaktan geçer. Diksiyon eğitimine ihtiyaç duymak vs başka mesele ama yukarıdaki diksiyon eğitiminin kapsamına dikkat edin. Basit bir konuşma dersi değil bu.
Dil öğreniminde dahi çok çok etkili olacak olan ifade sanatı ve konuşabilme kabiliyeti, kişinin kendi dilini tanımasıyla mümkün olacağı üzere okumanın ve yazmanın önemi tekrardan anlam kazanıyor. Kendi dilinizi iyi tanımak bir diğer dili öğrenirken kolaylık sağlayan unsurlardan biri olup iletişim kanalınızı ve dolayısıyla konuşma yeteneğinizi geliştirebilecek yegane unsurların temelidir.
Yabancı dil öğrenimi sürecinde ana dilimiz hakkında konuşmamız gereken bu kadar çok şey olduğunu düşünmemiş miydiniz? O halde lütfen linkteki yazıyı değerlendirin. Dil öğrenmek bilmediklerinizi fark etmektir
Leave a Reply